Eskiden her yerde olduğu gibi bu su, yağmur olarak toprağa düşüyordu, bitkilere can veriyordu ve buharlaşıyordu. Biz bu su döngüsü içinde su kaybının mümkün olduğunca önüne geçmek için, suyu tutarak canlılığı artıracak; iklim krizi ve afetler karşısında da etkili olacak yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Çeşitli yöntemler var ve bu yöntemleri konuşarak Karşıyaka için bunlardan hangilerinin uygun olabileceğini, uyumlu olabileceğini şehrin özelliklerini de göz önünde bulundurarak değerlendireceğiz” dedi. Daha sağlıklı bir çevre ve sürdürülebilir bir tarım için su kaynaklarının korunması büyük önem taşımaktadır. Bu makalede bahsedilen yöntemler, tarım pratiğinde daha etkili su yönetimi sağlayarak ekosistemimizin devamlılığını sağlamak adına atılması gereken adımları açıklamaktadır.
- Bu panelin Karşıyaka ve İzmir için daha sürdürülebilir bir gelecek adına önemli bir adım olacağına inanıyorum.
- Böylece fazla tüketime sahip olan alanlarda iyileştirme çalışmaları yürütülerek, kurumsal su ayak izi ile karbon ayak izinin azaltılması hedefleniyor.
- Su yönetiminde sürdürülebilir yaklaşım; kaynak yönetiminin havza bazında ve diğer doğal kaynaklarla beraber ele alınarak değerlendirilmesi ve çıktıların ilişkili olan tüm sektörlerle entegre şekilde yürütülmesi ile sağlanabilir.
- Toplantıya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik ile Birim Müdürleri ve teknik personel katıldı.
- Ayrıca, organik gübreler toprağın su tutma kapasitesini artırarak erozyonu önler. Çiftçiler, hayvan gübresi, kompost ve yeşil gübre gibi doğal kaynaklardan elde edilen bu gübreleri tercih ederek su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunabilirler.
- Bu çalıştayda İzmir’in su yönetimi stratejilerini somut ve uygulanabilir bir şekilde planlamak üzere detaylı değerlendirmeler yapıldı.
- Geliştirilen izleme sistemi ile belediye, 2025 yılı için yüzde 30 tasarruf hedefi belirledi.
- Yaklaşık MÖ 500 yılına gelindiğinde, Yunan akademisyenler nehirlerdeki suyun büyük kısmının yağmura atfedilebileceğini düşünüyorlardı.
- Çölleşme hassasiyet haritamıza göre, sahip olduğu iklim ve topografya şartlarına bağlı olarak, ülkemizin yaklaşık dörtte biri (%22.5’i) yüksek çölleşme riski altındadır.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi
Bugün burada bizlerle bilgi ve deneyimlerini paylaşan değerli uzmanlara teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. İnsan hayatı ve ekosistemin canlılığının kaynağı olan suyun sürdürülebilir yönetimi, küresel su krizinin önüne geçilmesinde önemli bir unsurdur. Yazımızda su yönetimi, sürdürülebilir işletmeler, dünyada su krizi ve çimento sektörü özelinde su yönetimine dair bilgilere ulaşabilirsiniz. Temel termodinamik ve iklim modelleri, kuru bölgelerin daha kuru olacağını ve ıslak bölgelerin ısınmaya tepki olarak daha da ıslanacağını göstermektedir. Yağış ve buharlaşmanın seyrek yüzey gözlemlerinde bu uzun vadeli yanıtı tespit etme çabaları belirsizliğini korumaktadır.
Toplum için, Bilgi ile
Böylece fazla tüketime sahip olan alanlarda iyileştirme çalışmaları yürütülerek, kurumsal su ayak izi ile karbon ayak izinin azaltılması hedefleniyor. Bu yenilikçi politikalar, iklim krizine karşı su yönetiminde sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirilmesine katkıda bulunur. Bu uygulamalar, iklim krizinin getirdiği zorluklara karşı yerel yönetimlerin uyum sağlamasına ve gelecekte su kaynaklarını koruyarak daha dirençli toplumlar oluşturmalarına destek sağlar. Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Bitki örtüsünün tahribatı sonucunda, yoğun yağışlarda Karşıyaka sel riskiyle karşı karşıya. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU ile birlikte gerekli önlemlerin alınması için iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kentimizde İzmir’in iklimine uygun bitkiler kullanıyor ve parklarımızda hayata geçirdiğimiz otomatik sulama sistemleriyle su ve enerjiyi daha verimli kullanıyoruz. Projelerimizde yağmur hendekleri, taşkın parkları planlıyoruz ancak biliyoruz ki bu sadece bir başlangıç. Kırsaldan kente uzanan, dağlardan denizlere kadar bütüncül çözümler üretmek zorundayız. Bu panelin Karşıyaka ve İzmir için daha sürdürülebilir bir gelecek adına önemli bir adım olacağına inanıyorum.
Organik gübre kullanımı, bu kimyasalların etkilerini azaltmak için etkili bir yöntemdir. Organik gübreler, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini doğal bir şekilde sağlar ve toprağın yapısını iyileştirir. Ayrıca, organik gübreler toprağın su tutma kapasitesini artırarak erozyonu önler. Çiftçiler, hayvan gübresi, kompost ve yeşil gübre gibi doğal kaynaklardan elde edilen bu gübreleri tercih ederek su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunabilirler. Su; tamamen ikame edilemeyen, insan hayatının ve ekosistemlerin canlılığının devam edebilmesi için gerekli yegâne kaynaklardandır.
Sürdürülebilir işletme, küreselde ve yerelde çevre, toplum ve ekonomi üzerinde minimum olumsuz ve maksimum olumlu etkiyle faaliyetlerini sürdüren girişimlerdir. Sürdürülebilir işletmeler çevresel, sosyal ve ekonomi alanlarında adil politikalara sahiptirler. Doğrusal ekonomiyi reddederek, döngüsel ekonomi anlayışı ile hareket ederler. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı destekler ve dahil oldukları iş kolu bazında aldıkları kararlara sürdürülebilirlik ilkelerini dahil ederler. Başka bir deyişle, bugünkü dünyanın ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden karşılamayı amaç edinirler.
Su yönetimi
- Tarımda verimli su kullanımı, su kaynaklarının korunması için kritik bir öneme sahiptir.
- BIST isim ve logosu “Koruma Marka Belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.
- Evrenin korunumu yasası gibi, yeryüzündeki su kaynaklarının artmaz veya eksilmezliğini ifade eden bir terimdir ve bir başlangıç veya sonu yoktur.
- Diğer kaynak yönetim türlerinde olduğu gibi, bu pratikte nadiren mümkündür.
- Bu makalede bahsedilen yöntemler, tarım pratiğinde daha etkili su yönetimi sağlayarak ekosistemimizin devamlılığını sağlamak adına atılması gereken adımları açıklamaktadır.
- (İZMİR) – İzmir Büyükşehir Belediyesi, iklim krizinin de tehdit ettiği su kaynaklarının verimli kullanılması için Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı kapsamında çalışmalarını hızlandırdı.
- Arazi kullanımının büyük bölümünü oluşturan tarım arazilerinin yüzde 59’u, meraların yüzde 64’ü, orman arazilerinin yüzde 54’ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalmaktadır.
- Yeryüzündeki su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller ve yeraltı suları oluşturur.
- İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU ile birlikte gerekli önlemlerin alınması için iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
- Bu noktada özel sektörün su yönetimini iklim değişikliği stratejilerinde ön sıralara alması büyük önem taşıyor.
Daha yaygın yöntem, kütlenin korunumu ilkesine dayanır ve belirli bir rezervuardaki su miktarının kabaca sabit olduğunu varsayar. Bu yöntemle, kalma süreleri, rezervuar hacminin, suyun rezervuara girme veya çıkma hızına bölünmesiyle hesaplanır. Kavramsal olarak, bu, su kalmayacaksa rezervuarın boştan ne kadar süre doldurulacağını (veya su girmeyecekse rezervuarın ne kadar sürede boşaltacağını) zamanlamaya eşdeğerdir.
Alanya çevre sorunlarına dair oluşturulan konu başlıkları, görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde tüm yönleriyle ele alınırken, belirlenen çevre sorunları hem teknik hem de sosyolojik etkileri açısından değerlendirildi. İklimi, topoğrafyası, toprak özellikleri ve sosyo-ekonomik şartlarına paralel olarak da orman, mera ve tarım alanlarında ciddi bir erozyon sorunu yaşanmaktadır. “Türkiye topraklarının toplam alanının yüzde 46’sı yüzde 40’tan fazla eğime, yüzde 62,5’ten fazlası da yüzde 15’in üzerinde eğime sahiptir.
- Monokültür tarımına kıyasla çeşitli bitki türleri, daha az kimyasal gübre ve pestisit kullanımını gerektirir, bu da maliyetleri düşürür ve çevreye zarar vermeyen bir üretim sağlar.
- Ülkemizde tabii çöl yok ancak coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları göz önüne alındığında arazi tahribatına ve kuraklığa karşı hassasiyeti yüksek bir ülkeyiz.
- Bu nedenle, su yönetim sürecinde suyun tüm kullanım şekilleri, sektörler ve bunların arasındaki ilişkilerin birlikte düşünülmesi gerekir.
- Organik gübreler, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini doğal bir şekilde sağlar ve toprağın yapısını iyileştirir.
- Geçtiğimiz Ağustos ayında Yamanlar Dağı’nda meydana gelen ve yüzlerce hektarlık alan ile binlerce ağacın alevlere teslim olduğu orman yangınının ardından ortaya çıkan sel ve taşkın risklerine çözüm aramak için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi, konuyu bilimsel yaklaşım ile mercek altına aldı.
- Ancak bu akademisyenler, yeryüzünden yükselen suyun nehirlere büyük katkıda bulunduğu inancını sürdürdüler.
- Çölleşme ve Kuraklık dünyada 169 ülkeyi ,yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık %25’ini etkilemektedir.
- Suya erişimi olmayan ailelerde evsel kullanım ve içme için su bulma ve getirme görevi %80 oranla kadın ve kız çocuklarına ait.
- Bu damlacıkların atmosferdeki geniş bir alan üzerinde büyük bir konsantrasyonu bulut olarak görünür hale gelir.
- Tarımda kullanılan sentetik kimyasallar su kaynaklarının kirlenmesine sebep olabilir.
Bu noktada özel sektörün su yönetimini iklim değişikliği stratejilerinde ön sıralara alması büyük önem taşıyor. Çimento sektörü olarak azaltım hedeflerimiz ve örnek uygulamalarımızla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sürdürülebilir işletmeler ve bu yolda adım atanlar, daha önceki İklim Değişikliği Nedir? Yazımızda bahsedilen 2050 yılında net sıfır karbon hedefine ulaşma çalışmaları içinde yer alır. Bu hedef doğrultusunda yol haritalarını oluştururken belirledikleri iklim stratejilerinin bir diğer odağı, su tüketiminin azaltılması ve su kaynaklarının kalitesinin korunması olmalıdır.
Su, bütün canlıları yaşamları boyunca hem kendisine bağlayan hem de onların yaşamlarını doğrudan etkileyen vazgeçilmez bir kaynaktır. Su sadece insan için biyolojik bir gereksinim değil, aynı zamanda ekonomik, toplumsal, kültürel yaşamın da bizzat kendisidir. Ancak yaşamsal öneme sahip olan bu kaynak, ne yazık ki yeryüzünde sınırlı miktarda bulunmaktadır. Buna karşın artan dünya nüfusu ve ekonomik gelişmeler, bir yandan suya olan talebi artırmakta diğer yandan sınır değerlere yaklaşmış görünen su rezervlerini tehdit etmektedir. Bugün mevcut su kaynakları, artan nüfus, küresel ısınma, tarım, sanayileşme ve kentleşme gibi unsurların tehdidi altındadır.
Su yönetimi, doğal ekosistemi etkilediği kadar; sağlık, gıda üretimi ve güvenliği, evsel su sağlanması ve hijyeni, enerji ve sanayi açısından toplumu ve ekonomiyi de etkilemektedir. Bu nedenle, su yönetim sürecinde suyun tüm kullanım şekilleri, sektörler ve bunların arasındaki ilişkilerin birlikte düşünülmesi gerekir. Suyun çevreyle uyumlu ve entegre yönetimi, sürdürülebilir kalkınmanın yapıtaşlarındandır. Şekil 1’de su yönetimi için kullanılan örnek bir sistem modeli verilmiştir. Bu riski azaltmanınyolu mevcut kaynakların verimli kullanılmasından ve suyun yönetilmesindengeçmektedir. Sonrasında ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenleri Prof. Dr. Cenk Durmuşkahya, Dr. Öğr.
Bu uygulamaların etkin şekilde yürütülmesi için, çiftçilerin bölgenin iklim ve toprak koşullarına uygun türleri seçmeleri önemlidir. Çimento ve beton endüstrisi su krizine dair risklerin azaltılması kanalıyla yerel paydaş ilişkilerine de fayda sağlayabilecek bir su yönetimi stratejisini tanımlamayı öncelik olarak görmektedir. Bu kapsamda özellikle su stresi olan alanlara odaklanarak çekilen su miktarları ve deşarj edilen suyun kalitesinin yönetilmesi planlanmalıdır. Bunun ilk adımı ise üretim sahalarında suyun akış şemasına hâkim olmaktır. Dünyada var olan bu su krizi nüfusunun %40ʼını etkiliyor ve bu oranın gelecekte artacağı tahmin ediliyor. Temiz suya ve sıhhi koşullara erişim bir insan hakkı ancak milyarlarca insan hala en temel hizmetlere erişimden bile mahrum yaşıyor.
Bitki yaprakları tarafından kesilen yağış, nihayetinde yere düşmek yerine atmosfere geri buharlaşır. Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır. Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.
İnsan kaynaklı faaliyetler sonucu ortaya çıkan atık suların %80ʼi arıtılmadan nehir ve denizlere akıtılıyor. Her gün yaklaşık 1,8 milyar insan temiz olmayan suları tüketiyor ve 2,4 milyar insan temel sıhhi koşullardan mahrum yaşıyor. Bunların yanı sıra su krizi toplumdaki sosyal eşitlik sorunlarını da gözler önüne seriyor.
Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi gıda ve enerji üretiminin de daha iyi yönetilmesi anlamına gelir. Böylece insan onuruna yakışır iş imkânlarının artmasına ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlanır. Dahası su ekosistemlerini, biyolojik çeşitliliği korunabilir, iklim değişikliği ile mücadele https://irfanbereketi.com/ alanında adım atılabilir.
Ankara’da düzenlenen toplantıya Tarım Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Suat Yıldız, Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, MUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Nuri Kali ile İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan katıldı. Su Yönetimi ve Arıtım Teknolojileri Araştırma Grubu tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere çok sayıda ulusal ve uluslar arası kurumla ortak çalışmalar yürütülmektedir. Türkiye orman varlığı 22 milyon 740 bin 297 hektar ile ülke yüzölçümünün yüzde 29’udur. Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 13 milyon 83 bin 510 hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde 58’ini, boşluklu kapalı orman alanı ise 9 milyon 659 bin 787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 42’sini oluşturmaktadır. Çimsa bugün yurt içinde Mersin, Eskişehir ve Afyonkarahisar’da bulunan 3 entegre çimento fabrikası ve yurt dışında İspanya Valensiya’da bulunan Buñol Beyaz Çimento Fabrikası ile üretim faaliyetlerini yürütüyor.